Kafein kahve çekirdekleri , çay ve çikolata üzere besinlerin içerisinde doğal olarak bulunan bir alkaloiddir.Vücutta uyarıcı olması sebebiyle daha çok hudut sistemi üzerinde tesir gösterir. Kafein tüketiminin olumlu tesirleri esas psikomotor süratle alakalıdır, ancak kafeini alışkanlık halinde tüketen bireylerde mahrumluk geri dönüş sisteminin işlediği ileri sürülmektedir. Kafein uyarıcı olarak tesir gösterdiğinden, psikoaktif tesirleri ve alışkanlık halinde kullananlar için alınmadığı vakitteki mahrumluk semptomları, kafein kullanımını sırf tat alma duyusundan çok zarurî hale getirmektedir.Bu noktada da ölçüye dikkat edilmelidir. Kafein bağımlılığı küçük yaşta çikolata ile başlar, kolalı içeceklerle devam eder ve kahve ile ileri seviyeye ulaşır.Vücuttaki bu hem olumlu hem olumsuz tesirleri sebebiyle sağlam alım dozu aşılmamalıdır. Pekala bu doz ne kadardır ve hangis besinde ne kadar kafein vardır sorusuna gelecek olursak ; besinlerdeki kafeinin ölçüsü besinin hazırlanmasına, üretim tekniğine, besinin tüketildiği ölçüye nazaran değişir. Çay ve kahve bitkilerinin çeşitliliği de kafein ölçüsünü etkilemektedir. 220-240 mI’lik bir fincan kahve ile yaklaşık 85 mg, tekrar 220-240 mI’lik bir fincan çay ile yaklaşık 24 mg, 30 gramlık bir kesim çikolatadan ise yaklaşık 8 mg kafein alırız. Pekala gelelim bizim kafeine ne kadar muhtaçlığımız olduğuna bu gereksinim kafeine karşı hassaslık; tüketim sıklığı, nizamlı olarak alınan ölçü, beden yükü ve fizikî şartlar üzere pek çok etmene bağlıdır münasebetiyle şahıstan şahsa nazaran değişir. Lakin pek çok çalışmada, yetişkinler için inançlı olarak tüketilebilecek kafein ölçüsünün günde 300 mg (yaklaşık 3-4 fincan kahve ya da 5-6 büyük bardak çay) olduğu belirtilmiştir. Yazımın sonuna gelirken Paraselsus’un ‘İlacı zehirden ayıran dozdur’ kelamını hatırlatıp kafein alımını öneriyor ancak dozuna dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatıyorum.
Herkese sağlıklı günler dilerim.
