Nerede kaldı o eski bayramlar; ah ah biz çocukken bu türlü miydik, gençlik ölmüş, komşuluk bağlantıları bitmiş. Ne çok duyar olduk bu sitemkâr kelamları.
Bir resmi eleştirmek için bir sayfa dolusu çizik atarız da eksiği bul bir de güzelleştir deyince kalem oynamaz ya hani. Tahminen de bizler de tenkide öylesine odaklandık ki eksik nerede? Ve nasıl uygunlaştırılır? Kısmından uzaklaştık.
Bir şeylerin tadının eskisi üzere olmadığı kesin. Sahi ne orta bu kadar tatsızlaştık ve neden bir tahlil bulamadık? Sabahları bir tatlı tebessümle komşumuza, esnafımıza ‘günaydın’ demenin, trafikte önümüzdekini 2 dakika bekleme inceliğini büsbütün hayatımızdan çıkardık.
İşinizden, eşinizden, hayat şartlarınızdan ya da kimseye anlatmadığınız tüm o problemlerinizden bıkmış usanmışken tebessüm edecek keyfiniz yoktur tahminen de. Fakat unutmayalım ki bir tatlı tebessüm bir esnafı, esnaf müşterisini, müşteri çocuğunu, çocuklar dünyamızı güzelleştirir.
Şartları değiştiremiyorsak kendimizi değiştirelim. Tekrar eskisi üzere birbirimizi sevip, komşumuzun halini hatırını merak edelim. Artık o eski bayramları hüzünle yad etmeyelim.